SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

CENNET BAHSİ

<< 2825 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

5 - (2825) حدثنا هارون بن معروف وهارون بن سعيد الأيلي. قالا: حدثنا ابن وهب. حدثني أبو صخر؛ أن أبا حازم حدثه قال: سمعت سهل بن سعد الساعدي يقول:

 شهدت من رسول الله صلى الله عليه وسلم مجلسا وصف فيه الجنة. حتى انتهى. ثم قال صلى الله عليه وسلم في آخر حديثه "فيها ما لا عين رأت، ولا أذن سمعت، ولا خطر على قلب بشر" ثم اقترأ هذه الآية: {تتجافى جنوبهم عن المضاجع يدعون ربهم خوفا وطمعا ومما رزقناهم ينفقون* فلا تعلم نفس ما أخفي لهم من قرة أعين جزاء بما كانوا يعملون} [32 /السجدة /16 و-17].

 

{5}

Bize Harun b. Ma'ruf ile Harun b. Saîd El-Eyli rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû Sahr rivayet etti. Ona da Ebû Hazim rivayet etmiş. (Demişki): Ben Sehl b. Sa'd Essâidî'yi şöyle derken işittim:

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bir meclisinde bulundum ki, orada cenneti sonuna kadar vasfeyledi. Sonra hadîsinin nihayetinde Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Orada hiç bîr gözün görmediği, kulağın işitmediği ve insan kalbinden geçmeyen şeyler vardır.» buyurdu. Sonra şu âyeti okudu :

 

«Onların yanları yataklardan uzak kalır. (Azabından) Korkarak, (sevabına) tama* ederek Rablerine dua ederler. Kendilerine verdiğimiz rıziklardan da başkalarına infâk ederler. Hiç bir nefis onların yaptıklarına karşılık olarak kendilerine saklanan ferahfeza şeyleri bilemez.» [Secde 16-17]

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu'Bed'u'l-Halk» ile «Kitâbu't-Tefsir»'de; Tirmizî de «Kitâbu't-Tefsir»'de tahric etmişlerdir.

 

Belhe: Bırak, demektir. Bâzıları, «başka» mânâsına geldiğini, bir takımları da, «nasıl» demek olduğunu söylemişlerdir.

 

Zemahşerî diyor ki: «Allah'ın cennetliklere hazırladığı nimetlerin hepsini değil, bir tanesini bile bilen yoktur. Bunu ne bir mukarreb melek bilir, ne de nebiyyi mürsel! Teâlâ Hazretleri bunları bütün mahlûklarından gizlemiştir. Yalnız kendisi bilir. Bu hazırlıkların ötesinde istenecek bir şey yoktur.